Hey gidi komşu. Güzel yollar, gezi, deniz, kum ve güneş.

Yunanistan gezimiz motosiklet ile yaptığımız seyahatler arasında şimdiye kadarki en uzun ve en keyifli olanıydı. Bu yazıyı 3 aşamada yazmaya karar verdim. Hazırlık, gezi ve sonuç. Gezdiğimiz şehirlere özel yazılar yakın zamanda gelecek. Bu güzergahı kendi araçları (motosiklet veya araba) ile yapacak kişilere deneyim olsun diye yazmaya karar verdim.

Bundan önce Küçük Ege Turu yapmıştık. Merak edenler buraya tıklayabilir.

• Hazırlık

Honda NC700 Integra motorumuzda pek fazla yer yoktu, bununla birlikte yanımıza almamız gereken çok fazla şey vardı. Sonuçta 15 günlük bir yurt dışı yolcuğuna çıkıyorduk, sonradan perişan olmamalıydık. Arka çanta 55 litre, yan çantalarımızın toplam hacmi 70 litre; yani toplamda 125 litre yerimiz vardı. Peki biz yanımızda neler aldık?

Teknik olarak yan çantaların her birine kendi kıyafetlerimizi doldurmamız gerekiyordu, öyle de oldu. Motosiklet üstünde giyeceğimiz sabit kıyafetlerin yanı sıra, yan çantada kişi başı 7 t-shirt, 2 şort, 1 kot pantolon, 1 pantolon, 1 polar, çorap, terlik, ayakkabı, plaj havlusu, şampuan, diş macunu, diş fırçası ve buna benzer aklıma gelmeyen ufak tefek şeyler. Arka çantada ise günlük kullanacağımız sırt çantası, fotoğraf makinesi, SJCam kameralarının (evet 2 kamera var 🙂 ) elektronik parçaları, telefon ve kameraların şarj cihazları, intercom şarj cihazları, selfie çubuğu gibi yolda çabuk ulaşacağımız eşyalar vardı. Bu elektroniklerin haricinde, olası bir sağlık sorununa önlem olması açısından Givi’nin ilk yardım çantası ve lastik tamir seti vardı. Sele altında az yer olmasına karşın burada alet çantası ve 2 takım yağmurluk alt üst vardı. Zincir temizliği için balata spreyi (1-2 kere temizleme işlemi yapacağım için gaz yağı almakla uğraşmadım) ve yağlamak için de Motul C2’yi yan çanta taşıma demirine plastik cırtlar ile sabitledim. Bu taktiği de Rüzgarın İzinde‘den öğrendim, sağ olsun 🙂

• Yurt Dışına Çıkış

Kendi aracınız ile yurt dışına çıkmak için yenilenmiş ehliyet çıkarmanız sizin yararınıza olurken, henüz yola çıkmadan yeşil sigortanızı ve kaskonuz varsa yurt dışına açmanızı tavsiye ederiz. Sınırda vakit kaybı yaşamamanız açısından bunları önceden halletmeniz önemli. Bir diğer önemli husus ise araç sahibinin yurt dışına çıkacak kişilerden biri olması gerek. Eğer araç sahibi anneniz, babanız ya da yurt dışına çıkmayacak herhangi biri ise noter onaylı vekaletnameniz olması gerekmektedir.

Yunanistan için Schengen vizesi gerekirken, biz vize başvurusunu tatil öncesi yaptığımız için bu süreci kapsayan sağlık sigortamızı da yaptırmıştık. Vizeniz var ise sağlık sigortanızı yaptırmayı unutmayın.

• Gezi

Seyahat planımız ilk başlarda İpsala’dan giriş, Atina üzerinden feribot ile dönüş olarak düşünmemize rağmen, tam tersini gerçekleştirdik. Dönüşümüzün feribot ile olması, bir aksilik yaşamamız durumunda zaman kaybını telafi etmemizin zor olduğunu düşünerek Yunan topraklarına denizden girmeye karar verdik.
Cumartesi sabah erken saatte yola çıkıp, sadece 2 mola (yemek ve dinlenme) ile Ayvalık’a ulaştık. Ayvalık’tan Lesvos adasına geçeceğimiz arabalı feribotun biletlerini az sayıda araç kapasitesi nedeniyle önceden aldık. 18:30’da kalkacak gemi için pasaport ve gümrük işlemlerini gerçekleştirdikten ve yaklaşık 1,5 saatlik yolculuktan sonra Yunanistan topraklarına ayak basıyoruz. Sırası ile Lesvos adası, Atina, Corinth, Patras, Parga, Ioannina, Meteora, Selanik, Halkidiki, Kavala ve Thasos adasını ziyaret ettik.

***Önemli: Ayvalık’tan Lesvos adasına kendi aracınız ile geçiyorsanız eğer, günde 1 arabalı feribot seferi oluyor ve araç kapasitesi 12 araba. Önceden bilet almanız kendi aracınızı kullanmak istiyorsanız önemli. Lesvos’tan Atina’ya (Pireus) geçiş için birden fazla alternatif bulunmakta. Biz tercihimizi Bluestar Ferries’den yana kullandık ve Bluestar Ferry 2 isimli gemiye bindik. Burada birden fazla yolculuk seçeneğiniz var. Ekonomi diye tabir edilen biletler gemi içerisinde ortak alan bileti, airseat koltuklar bir bölme ile ayrılmış ve uçaklarda bulunan yatabilir koltuk tiplerinin bulunduğu ve uçak gövdesinden hallice bir alana ait koltuk tipi (bu bölümde ekranlarda film oynuyordu, kulaklık falan ile dinleyebiliyorsunuz sanırım), bir de bizim kaldığımız kabinler vardı. Biz otel parasını ekstra olarak kabine verelim dedik, iyi de etmişiz. Ranza tarzı 2 yatağa sahip olan odada tuvaletinden tutun da duşuna kadar her şey var. Biz memnun kaldık.

Yunanistan’da kullanılan otoyol tarzı Türkiye’deki gibi değil. Buradaki sistem otoyola giriş ve çıkış gişesine göre hesaplanırken; Yunanistan’da ise 2 gişe arası belirli ve değişken ücretler ile kurulmuş bir sistem. 0,90€ oraya, 1,20€ buraya, devamlı para veriyorsunuz yani 🙂 Bu arada biz otoyolda yolda kaldık. Kurtuluş hikayemiz evlere şenlik fakat, Express Service isimli çekici hizmeti en yakın otoyol çıkışına kadar ücretsiz.

• Sonuç

Bu gezimizde yaklaşık 2.760 kilometre yol aldık, toplam benzin sarfiyatımız yaklaşık 110 litre olurken; 100 kilometrede ortalama yakıt tüketimimiz normal kullanım ile 4 litre civarında oldu. 700 cc, çift silindir bir motosiklete göre zaten az yakan bir motorun, bu kadar yüklü ( 230 motor + 170 biz + yan çantalar ve arka çanta ile yaklaşık 500 kilo) gezide ortalama yakıt tüketiminin bu seviyelerde olması gerçekten bütçe olarak sevindirdi 🙂

Yanımıza almasaydık da olurmuş dediğimiz sadece pantolon vardı sanırım. Sadece 1 kere giyindik, o da Meteora’daki manastırlara girerken şort yasak olduğu için. Yanımıza almasaydık olurdu yani. İhtiyacımızın olmadığı diğer eşyalar ise lastik tamir kiti ve ilk yardım seti, iyi ki de kullanmak için nedenimiz olmamış orası ayrı. 🙂

• Gözlemlerim (Bonus)

Yunanistan topraklarında motosiklet kullanımı oldukça yaygın, hele ki Atina’da. Bu topraklarda gördüğümüz motosikletlerin çoğu scooter ve 300cc civarında. Çok kullanıldığından mıdır yoksa ilk iki motosikletimin markası olduğu için pozitif yaklaşımda bulunduğumdan mıdır SYM Citycom 300i çok yaygın, aynı zamanda GTS 250-300i Evo ve Maxsym 400i de oldukça fazla gördüm. Bunların yanı sıra Yamaha Xmax de çok fazla gördüğüm scooter motosikletler arasında.
Ülkede benzin fiyatı baya değişken. Adalarda zaten pahalı, bunun yanı sıra çoğunluğu adalarda olmak üzere sıklıkla kapalı benzin istasyonu görmeniz olası. Motosiklet kullanıcısına ve insanına saygı oldukça fazla, kendinizi bir anda attan düşmüş gibi hissetmeniz normal yani. Saygı göstermelerinin yanı sıra baya iyi niyetliler, motosikletimizin tamiri için veya herhangi bir sorumuzda bıkmadan usanmadan yardım etmeye çalışıyorlar.

Biz bu gezimizde oldukça fazla eğlendik. Yunanistan gezimizde ziyaret ettiğimiz şehirlerde neler yaptığımıza dair detaylı yazılar gelecek. Takipte kalın, sevgiyle kalın.