Beygir Geçmişi / Suzuki Burgman 650 (Poseidon)
İnsan hep daha iyisini, daha güzelini ister derler. İşte ben de bu yüzden Burgman 650 alanlardanım 🙂
2014 yılından itibaren motosiklet kullanmaya başladım ve Burgman benim 4. motosikletim oldu. Honda Integra yazımda da bahsettiğim gibi, aslında almak istediğim motor buydu fakat daha düşük bir yıl ve kasa olacaktı. Neyse konumuz bu değil, asıl konuya gelelim 🙂
2017 yılının Haziran ayında 2013 model Suzuki Burgman 650 sahibi oldum. Bu motosikleti aldığımda yaklaşık 21 bin kilometredeydi, neredeyse bir yıl olmak üzere ve toplam kilometre 35 bini geçti. Yani artık detaylı bir inceleme videosu ve yazısı için hazır ve nazırım! Burgman ile günlük işe gidiş gelişler de yaptım, 1 günde 950 kilometre yol da yaptım, 4100 kilometrelik İtalya turu da. Yani hem şehir içi, hem uzun yollar hem de kondisyon bakımından söyleyecek sözlerim var. Çayını veya kahveni (ne arzu edersen artık) al gel, bu yazıya ulaştıysan eğer sen de Burgman’cı olacaksın demektir 😉
Öncelikle bu motoru birazcık tanıtmakta fayda var. Gelin kalbine inelim. 2013 yılında Suzuki bu modeli hem kasa hem de motor bakımından yenilemiş. Daha yuvarlak hatlara sahip olmanın yanı sıra, motor bloğunda yapılan iyileştirmeler ile yakıt sarfiyatını düşürmüş. Fakat CVT aktarım şekli performansını kanıtlamış sistem olduğu için önceki kasa Burgman 650’lerdeki gibi devamlılığını sağlamış. Asıl bu motoru özel yapan da yürür aksam! CVT şanzımanın nasıl işlediğine dair açıklayıcı videoyu şöyle bırakıyorum, önce ona bak.
CVT şanzımanın ne olduğunu anladığına göre gelelim bu motordaki sisteme. Evet videoda da bahsedildiği gibi metal destekli bir kayış kullanıyor. Bunun ne gibi artısı veya eksisi var? Önce artısına gelelim; scooterlarda kullanılan kayışları biliriz, periyodik bakım aralıklarında 12.000 – 15.000 kilometrede bir değişmesi gerektiğini falan söylerler. Çünkü motorun ilerlemesini sağlayan asıl aktarım organıdır. Kullanıma bağlı değişiklik gösterir tabii. Bu motorda kullanılan kayışı en az 50.000 kilometre, belki de daha uzun kilometreler değiştirmenize gerek olmuyor. Tabii zincir ve kayışta olduğu gibi bu sistemde de motosikleti ne kadar yumuşak kullanır ve ani gaz açmalardan sakınarak kullanırsanız kayışın ömrü uzun oluyor, 90.000 kilometre kullanan var aynı kayışı. Gelelim ne gibi bir eksisi var? Malumunuz Japon malı bir motosiklet olduğu için yedek parçaları döviz ve ekstra gümrük vergileri ile geliyor. Bu kayışın fiyatı yaklaşık olarak 400 dolar civarında, şuan ki kur(1$=4,7 TL) ve %20 gümrük vergisi ile 480 dolar yani 2300 TL’ye yakın bir tutar veriyorsunuz sadece kayışa. Gözünüz gibi baksanız iyi edersiniz 🙂 Fakat CVT şanzımanın çalışma sesi yok mu, her Burgman 650 kullanıcısı öncelikle bu sese aşıktır desek çok da abartmış olmayız sanırım. Eğer bir Burgman 650 sizi geçiyorsa muhtemelen duyduğunuz ses jet motoru gibidir. Tıpkı şu videoda olduğu gibi 😉
Böyle giderse bu yazı gerçekten çok uzun olacak. En iyisi maxi scooter’ların tahtında oturan bu motoru konu başlıkları ile incelemek!
- Aydınlatma: 2013 model öncesinde asimetrik yanan farlar vardı. Kısalarda farın sadece bir tarafı yanarken, uzun ve selektörde diğer taraf da yanıyordu. 2013 ve sonrasında bu durum değişti. Simetrik yanan farlar var, yani kısalarda ve uzunlarda her iki far da yanıyor. Doğal olarak daha iyi bir aydınlatmaya sahip. Bence gayet yeterli bir aydınlatması var, hala fabrika ampullerini kullanıyorum. Farların her ikisi de H4.
- Güç: 638 cc’lik paralel çift silindir bir motor bloğuna sahip. 55 Hp ve 62 NM torka sahip bu canavar kayış aktarma olmasına rağmen gayet tatmin edici bir güce sahip.
- Konfor: Konfor olarak herhalde üstüne yoktur diye düşünüyorum. Her şey fabrika çıkışı olarak düşünülmüş bu motorda. Sürücü ve artçı için geniş ve ferah selenin yanı sıra sele ısıtma dahi var. Elektronik ayarlanabilir ön cam, elektronik olarak katlanır aynalar ve elcik ısıtma da fabrika çıkışı üstünde bulunan konfor ekipmanları.
- Fren: Ön fren genel olarak gayet güzel performans sergilerken, motor bloğunun nispeten önde olması ve fren esnasında ağırlık merkezinin öne kayması ile arka frenin yeterince etkili olmadığını söyleyebilirim. Tabii bu performans kaybının bir başka nedeni de (bana göre) uzun şasi olduğunu söylemek mümkün. Arkanızda artçı varsa veya yüklü bir şekilde seyahat ediyorsanız bu durumdan etkilenmiyorsunuz tabii. Fakat ön fren performansı yetiyor da artıyor bile. Ön tekerdeki ABS gerçekten çok başarılı ve bu zamana kadar 1, bilemedin 2 kez devreye girmiştir. Kısaca güzel duruyor makine, yine de uzun şasiye dikkat etmek lazım.
- Yakıt: 15 Litrelik yakıt deposu var. Artçılı kullanımda benim kullanımımda şehir içi 6 – 6,5 litreler civarı sarfiyatım olurken, uzun yolda bu birazcık düşüyor. 100 km hızda yaklaşık 4 lt sarfiyat olurken, biraz daha yüksek tempolu İtalya turumuzda 5 litre / 100km ortalamamız oldu. Bana soracak olursanız touring tarzda sunulan maxi scooterın daha fazla benzin kapasitesine sahip olması gerektiğini düşünüyorum. 18 – 19 litre olsaydı tadından yenmezdi. Integra ile yol alırken benim benzinim önce bitiyordu, doğal olarak bendeki benzin durumuna göre önceden istasyona giriyorduk 🙂
- Bagaj: Bagaj konusunda sıkıntı yaşayacağınızı sanmıyorum. Sele altına 2 full face kask sığıyor, ben artçılı kullandığım için sele altına eşimin kaskı, montu, dizliği ve geri kalan ıvır zıvırlar sığıyor. Benim kaskım ve montum da 47 litrelik arka çantaya sığıyor. Bu motorun bir başka güzelliği de Givi’nin bu motor için ürettiği yan çanta demirlerinin olması. İtalya turunu ve konaklamalı kamplarımızı 3’lü çanta setimiz ile yaptık. Arabadan farkınız olmuyor gerçi ama İstanbul’dan çıkınca zaten dert kalmıyor 🙂
- Lastik: Fabrika çıkışı hangi lastiği kullanıyor bilmiyorum. Ben aldığımda önde ve arkada farklı lastik vardı. İtalya dönüşü Michelin Pilot Road 4 taktım set olarak. Gayet memnunum. Önde 15 inc 120/70 lastik bulunurken, arkada 14 inc 160/60 lastik var. Lastik basınçları da garip bir şekilde artçılı ve tek kullanımda da aynı basınca sahip. Ön lastik 33 psi, arka lastik ise 41 psi. Motoru yüklediğimde arka lastiğin basıncını 43 psi yapıyorum. Daha sağlıklı yol tuttuğunu söyleyebilirim.
- Ağırlık: Bu motorun çok nadir handikaplarından biridir. Kuru ağırlığı 277 kilo. Cüsse büyük olunca, ilk kalkış da rakiplerine kıyasla (Integra ve BMW C600) daha hantal bir kalkışa sahip. Bu motoru kullanıyorsanız park edeceğiniz yeri seçerken iyi düşünseniz çok iyi olur. Motoru hafif eğimde geri çekmek ile uğraşırken yardım isterken bulabilirsiniz kendinizi 🙂 Adarat eğitimim sonrasında motoru çıkış yönüne göre park etmeyi öğrendikten sonra işim baya kolaylaştı diyebilirim, iyi ki varsın ADARAT!
- Hararet: Şehir içi sürüşlerde kullanım ve trafiğe bağlı hararet yaşadığım zamanlar olsa da, önceki motorlarıma kıyasla fan çalışma sıklığı daha fazla. Yine de ciddi anlamda hararet yaşadığım söylenemez.
- Ayna: Gidondan tek bir tuşla kumanda edilen katlanabilir aynalar bulunmakta. Aynı zamanda sağ ve sol sinyaller de bu aynaların üstünde yer alıyor. Şehir içi sürüşlerde aralara girerken aynaları kapatıyorum ve bu nedenden dolayı görüşüm olmuyor. Bu işi de Mototekno’dan aldığım ayna ile çözmüş durumdayım. Bu başlık altında bahsedeceğim bir diğer konu da şu; gidon aynasından sonra bu tarzda konumlandırılmış bir aynaya geçince kolay kolay alışamadım. Zor adapte olmamda sanırım ayna görüşüne aşırı önem vermem olabilir. Sadece arkayı görmem yetmiyor, arkamdaki trafiği okumak adına daha da geriyi görmek beni rahatlatıyor. Bu konuda biraz sıkıntı yaşadım. Bu olay benim şahsi durumum tabii.
- Servis: Suzuki servisine gitmedim hiç. Malum garanti kapsamı dışında almıştım ve Burgman 650’yi iyi bilen bir ustam vardı. Dolayısı ile yetkili servise gitmemiş olsam da, büyük şehirler harici Suzuki yetkili servisi bulmakta nispeten biraz daha sıkıntı olabilir. Bu motoru almayı düşünüyorsanız veya aldıysanız Burgman 650’den anlayan iyi bir usta bilmeniz gerekiyor. Çok fazla ve karışık elektronik sisteme sahip.
Gelelim kullanım keyfine… Gerçekten kullanması çok keyifli bir motor. Öyle konforlu ve uzun yola o kadar yatkın ki inanın yormuyor bile. Ayarlanabilir ön camı ile değişken rüzgar koşullarına da anında aksiyon alabiliyorsunuz. Gidon ve ön konsolun plastik kaplamalar ile kapalı olması şık görünüyor olsa da, telefon tutucu gibi aksesuarları monte etmekte birazcık uğraşmanız veya para vermeniz gerekiyor. Telefon tutucu olarak X grip kullanıyorum. Ram mount replikası olsa da, performans ve kullanım olarak gerçekten çok memnunum. Bu telefon tutacağını Ram Mount’un hidrolik üstü tutucusu ile destekleyince de görsel olarak oldukça güzel durdu. Şimdi sizleri bu motosiklete ait güzel karelerle baş başa bırakabilirim.
Yazının sonuna gelmişken Suzuki Burgman 650 için söylenecek çok söz var. Scooter kullanmaktan keyif alıyor, uzun yolları yorulmadan gezmek istiyorsanız gerçekten sizin için biçilmiş kaftan. 2017 yılında Burgman 650 ile gerçekleştirdiğimiz İtalya turuna dair video listesini (bölüm bölüm yayınladığım için playlist olarak ekliyorum) aşağıda bulabilirsiniz.
Ayrıca bu motoru detaylı olarak incelediğim videoyu da tamamladığımda burada yer vereceğim.
Sağlıcakla kalın.
Sevgilerle.