İstanbul trafiği… Başka hiçbir şeye benzemez. Tek kelimeyle anlatmak istersek eğer; “kaos” doğru bir kelime olur. İstanbul takımlarının maçı var mı, devlet zirvesi toplanıyor mu, yoksa kaza mı oldu; bunlar şehrimizin trafiğini doğrudan etkileyen şeyler. Tabi değişmeyen gerçeklerimize de değinmek lazım. Örneğin videomuza konu olan ambulansın geç(eme)me üstünlüğü.
Bir motosiklet kullanıcısı olarak bazen anlamaya çalışıyorum araba kullanıcılarını, İstanbul’un bir yerinden başka bir yere gitmek saatlerinizi alabiliyor. İstanbul-Ankara bile 6 saat iken, Avcılar’dan köprüye gelmek 3 saati bile bulabiliyor. Durum böyle olunca en ufak bir “delik” bulduğu zaman arabanın kafasını oraya sokuyor sürücü. :/

Neyse fazla uzatmayacağım, durum çok ciddi aslına bakarsanız. Çoğu sürücü ambulans, itfaiye veya polis aracına nasıl yol vereceğini, daha doğrusu yol vermek gerek mi onu bile bilmiyor, ilgilenmiyor. Sürücü için tek bir gerçek var o anda, yoğun trafikten “sıcakken açmayınız” uyarısı vermiş beyni ile kendisine 5 saniye daha kazandıracak bir yer aramak ile meşgul. Kafayı kaldırıp “neden siren çalıyor”, “gelen de ne?” diye sormayı düşünmüyor.

Şunu söylemek istiyorum; unutmayın, bir gün o ambulans belki de sizin için geliyor olacak. Biraz sağ duyulu davranıp, gelen ambulansa veya itfaiyeye yol verin ki yeri geldiğinde “Nerede kaldı bu ambulans?” diye düşünmek zorunda kalmayın.

Umarım lazım olmaz, ama lazım olursa senin benim gibi önceliği bu araçlara veren duyarlı sürücülerin varlığı ile tam zamanında yetişirler olay yerine.

Duyarlılığımızı kaybetmemek dileğiyle, hoşça kalın.